Pages

Turizm - Nemrut

  • Nemrut, Adıyaman’ın, Kâhta İlçesi’nin Karadut Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Nemrut Kâhta’nın 53-55 km. kuzeyinde yer almaktadır.Rakımı 2.150 metrdir. Nemrut, Başka hiçbir yerde görülemeyecek, 8-10 metre yüksekliğinde heykelleri, 2000 metre yükseklikte bir piramidi, hala keşfedilmemiş bir kralın mezarını, Dünyanın en eski ve dev boyutlu horoskopunu ya da yıldız falı sistemini, yarım kilometre uzunluğunda eski kitabeleri, eski Grek ve Pers sanatı stili karışımı yapıtlarını bünyesinde barındıran Nemrud Dağı, dünyanın sekizinci harikası olarak da değerlendirilmektedir.
  • Kommagene Krallığı, Güneydoğu Anadolu’da Güneydoğu Toroslar’la Fırat Nehri arasında kalan, batıdan Kilikia, kuzeyden Kappodokia ile sınırlı bir bölgede kurulmuştur. Bu alan günümüzde Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş illerini kapsamaktadır. Asur ve Hitit egemenliklerini yaşayan Krallığın Asur kaynaklarında, Geç Hitit Dönemi’nde “Kummuh” olarak adı geçmektedir. Büyük İskender’den sonra Selefkiler’in egemenliğinde kalmıştır. M.Ö. 162 yılında Mithridathes Kalinikos tarafından bağımsız bir devlet olarak kurulmuştur. Mithridathes, ataları olan Persleri, Makedonları ve bölgedeki diğer toplulukları bir araya getirerek kurduğu bu güçlü devlete Grekçe “Genler Topluluğu” anlamına gelen Kommagene adını vermiştir. Krallığın ilk merkezi Arsameia olup, başkenti Samosata (Samsat)’tır.
  • Mithridathes’ten sonra başa gelen Kral I. Antiochos Dönemi’nde Kommagene Krallığı en görkemli devrini yaşamıştır (M.Ö. 69-36). Nemrut Dağı’nın 2150 m.’lik doruğuna, gizemini hala koruyan tümülüsü yaptırmıştır. Nemrut gibi Bu dönemden günümüze gelebilen eserlerin büyük bir bölümü, I. Antiochos dönemine aittir. III. Antiochos’un ölümünden sonra, Tiberius zamanında bölge Romalıların eline geçerek Roma eyaleti haline getirilir (M.Ö. 17). Daha sonra kral olan Antiochos IV. Epiphanes’e, Roma İmparatoru Caligula Kommagene’yi geri verir (M.S. 38). Antiochos IV’ün ölümünden sonra, Vespasianus dönemi’nde (M.S. 72) Kommagne Krallığı yeniden Roma İmparatorluğu’na bağlanır ve Suriye eyaletinin bir parçası olur.
  • I. Antiochos’un kendisi için yaptırdığı tümülüs, Nemrud Dağı’nın tepesinde 2150 m. yükseklikte, 150 m. çapında ve 50 m. yüksekliğindedir. Doğudan, batıdan ve kuzeyden üç terasla çevrilmiştir. Tepenin ortasındaki mezar odasını örtmek için, 30 bin m3 hacmindeki taş parçaları kullanılmıştır. Yazıtlara göre Kommagene Kralı I. Antiochos Kutsal Tepe’de gömülmeyi emretmiştir. Yapılan araştırmalarla, tümülüsün kayalık bir tepe üzerine yığılmış olduğu ve I. Antiochos’un mezarının ana kayaya oyulmuş bir odada korunduğu varsayılmaktadır. Tümülüsün içindeki kral mezarının yerini saptamak için, sismik ve impuls radar metodlarıyla ölçümler yapılmış ve jeofizik açıdan değerlendirilmiştir. Araştırmalar sonucu, tümülüsün altındaki ana kaya çekirdeğinde boşluk olarak yorumlanabilecek birçok jeolojik anomalinin olduğu saptanmıştır. Bu yüzden bu boşlukların bir mezar odasına mı, doğal bir yapıya mı ait olduğu henüz kesin olarak bilinmemektedir.
  • Doğu terasta, yer alan kolosal heykeller 8-10 m. yüksekliktedir. Tanrılar sırasının önünde bir sunak yer almaktadır. Batı terasının simetriği olarak yapılmış heykeller ve taş üzerine yapılmış kabartma dizileri günümüze oldukça tahrip olarak gelmiştir. Yazıtlarda, doğu terasta tahtta oturan büyük heykellerin sıralanış şekli şöyle belirtilmektedir. Tanrılar tahtında; Antiochos, Bereket ilahesi Kommagene (Fortuna Thyce), Grek-Pers Tanrılar katının yöneticisi ve hükümdarı Zeus-Oromasdes, Apollon-Mitras, Herakles Artagnes yer almaktadır. Tanrıların iki yanında koruyucu olarak kartal ve aslan heykelleri bulunmaktadır ve Tanrılar dizisi Pers atalarının kaideleri ile son bulmaktadır.
  • Tanrılar tahtının, tümülüse bakan arka yüzlerinde, ülkenin emir ve yasalarını ayrıca, Kral I. Antiochos’un doğum gününü ve tapınma işleminin ayrıntılarını belirten Grekçe yazıtlar yer almaktadır. Batı terastaki kolosal heykeller, doğu terastaki gibi sıralanmışlardır. Ancak, doğudaki sunak yerine, topografik durumun farklı olması dolayısıyla, ataların yazıtlarını ve kabartmalarını taşıyan orthostatlar (dikili taşlar) yapılmıştır. Kralın, Persli atalarının kabartmalarını taşıyan taş levhalar, batı terasın güney sırasında, Makedonyalı atalarına ait olan taş levhalar ise Tanrılar tahtının karşısında yer almaktadır. Batı terastaki tanrılar tahtının yanında, Kommagene krallarını değişik ilahlarla tokalaşırken tasvir eden kabartmalar yer almaktadır. Kabartmalar; Antiochos ve Kommagene (Fortuna), Antiochos ve Apollon-Mitras, Antiochos ve Zeus-Oromasdes, Antiochos ve Herakles-Artagnes olarak yer almaktadır.
  • Batı terastaki diğer bir değişiklik ise aslan kabartmalı taş levhadır. Dünyada bilinen en eski Horoskop olarak tanımlanan taş levha 175 cm. boyunda, 240 cm. eninde olup, üstünde, sağa doğru dönerek yürüyen bir aslan figürü betimlenmektedir. Boynunda bir hilal olan aslanın gövdesi sekiz ışınla karakterize edilmiş, 19 yıldızla bezenmiştir. Aslanın sırtında ise onaltı ışınlı üç tane büyük yıldız yer almaktadır. Yanlarındaki yazıyla, Mars, Jüpiter ve Merkür olarak belirtilmişlerdir. Horoskopla ilgili yapılan değişik yorumlara göre; Kral Antiochos’un doğum horoskopunu gösterir şekilde ifade edilmiştir. Prof. Otto Neugebaur’a göre, Roma Generali Pompeins tarafından I. Antiochos’un tahta çıkış tarihi olan, M.Ö. 62 ya da 61 yılının 7 Temmuz’u olarak yorumlanmıştır. Bu tarihte Jüpiter, Merkür ve Mars aynı hizaya gelmektedir. Prof. K. Dörner’e göre ise Nemrud Dağı’ndaki anıtın kuruluş horoskopudur. Kral Antiochos ile ilgisi olduğu düşünülen aslan Horoskopu’nun Kommageneliler için çok kutsal sayıldığı, bir dini kitabe olarak korunduğu bilinmektedir. Kuzey teras, doğu ve batı terasları bağlayan bir tören yolu şeklinde düzenlenmiştir. Bu terasta doğudan batıya sıra halinde dizilmiş Kommagene aile ve tanrılarına ait kaideler yer almaktadır.
nemrut
nemrut
nemrut
nemrut

Turizm

turizm
turizm
turizm
Turizm, Nedir Turizm bir bölgeye turist çekmek için ekonomik tedbirlerin teknik, kültürel önlemlerin veya gezmek görmek dinlenmek ve öğrenmek için gerçekleştirilen gezilerin tamamıdır. Sadece bir yerden bir yere gitmek değildir turizm aynı zamanda toplumsal kültürel ve ekonomik aktarımıdır. İnsanlar turizm sayesinde yaşadıkları bölgenin dışındaki bölgelerin güzelliklerini, hemde gezdikleri bölgede eskide yaşamış insanların izlerini görme fırsatı bulurlar. Turistler turizm amaçlı gittikleri yerde yaşayan insanlara da belli bir gelir kapısı oluşturur. Bazı turistik bölgeler ülkeler içinde ciddi derecede bir gelir kaynağı oluşturabilir. Örneğin ülkemizde  Bodrum ve Antalya önemli bir gelir sağlamaktadır. Daha önceleri zengin ve bol zamanı olan insanların yaptığı turistik geziler teknolojinin gelişmesiyle ulaşım çok ileri seviyelere gelmiştir ve turizm her kesimden insanın rahatlıkla gerçekleştireceği bir hal almıştır.
Eski kent harabeleri, ünlü anıtlar (camiler, kiliseler, açıkhava tiyatroları, müzeler vb...) her zaman insanların ilgisini çekmiştir. Bunların yanı sıra doğa güzellikleri de önemli bir ilgi kaynağıdır. Dünya Turizm Örgütü(UNWTO) turizm gelirlerinin her yıl % 4 oranında artış gösterdiğini belirtmiştir.[1] Bununla birlikte günümüzün en popüler turistik mekanlarını içerisinde barındıran Avrupa kıtasının 1995'de % 60 olan turizm gelir payı 2020 yılında % 46'ya düşmesi beklenmektedir.

Selülit ten Kurtulmak İçin Tavsiyeyer

Selülit
Selülit bir çok kişinin problemidir, merak edilen spor yapmanın selülite faydası olup almadığıdır. Tam olarak selülit kaba etlerde ve kalça çevresinde birken bir tür yağlı dokudan oluşmaktadır. Selülit oluşan bölgede cilt yüzeyinin altı sertleşir ve esnekliği azalır. Selülit bir çok kez şişmanlıkla ortaya çıksa da yalnız şişman kişilerde görülen bir durum değildir. normal kilolu ve zayıf kişilerde de görülebilir. Selülit oluşmadan önüne geçmenin veya yok etmemnin yolları vardır. Su ve artık maddeler dokularda toplanır. Bu nedenle uzmanlar her gün günde en az 8 bardak su içilmesini öenermektedirler. Doktorların çoğu özel kremler ve masaj aletleri yerine selüliti yok etmek için bazı beden hareketlerinin yapılmasını önerirler. Egzersizler yaparak kasları güçlendirmek ve kan dolaşımını uyarmak kalçalardaki sarkık dokuların oluşmasının önüne geçer.

Sivilce veya Akne Tedavisi

Sivilce veya Akne Tedavisi
Küçük sivilce veya aknelerde Tedavi :

Küçük sivilce ve akne ler losyon, jel ve kremlerle tedavisi sağlanır. Sivilce veya akne bulunan bölgeler hafif bir temizleyici jel ile günde bir iki kez yıkanır.
Akne yani Sivilce tedavi ürünleri sadece sivilce (akne) üzerine küçük bir şekilde değil, sivilce çıkan bölgenin tamamına uygulanır. (tüm etkilenen alanlara yayarak uygulayın.)
Yan etki olarak akne sivilce tedavi ürünleri bir kaç hafta deride kuruluk yaratabilir. İlk aşamada Sivilce ( akne )ler çoğalabilir. Zamanla tekrar kendiliğinden azalacak hatta yok olacaktır.
 Akne Sivilce tedavileri cildi hassaslaştırır inceltir ve. Bu nedenle sivilce (akne) tedavilerinde güneş lekesi oluşma ihtimali yüksektir. Bu nedenle, sabahları sivilce (akne)li ciltlere uygun, yağsız, en az 30 faktörlü güneşten koruyucu kullanmak uygun olacaktır. Güneşten koruyucular aynı  zamanda cildi nemlendirerek cilt tahrişini engeller.
Sivilce (akne) ilaçlarının neden olduğu kuruluk ve tahrişi azaltmak için, akşamları cilt temizliğinden sonra yağsız bir nemlendirici kullanılmalıdır.
İyileşme 2-4 ay arasında ortaya çıkar.
Yağlı kozmetikler, yağlı fondoten, yağlı krem ve yağlı güneşten koruyucular kullanılmamalıdır.
Şiddetli tahrişlerde tedavi bırakılmalı, doktorunuzla görüşülmelidir.
Hafif derecedeki sivilce (akne)lerde, genellikle cilde sürülerek kullanılan (topikal) ilaçlar kullanılır

Arısütü Saç Dökülmesini Önlüyor - Saç Dökülmesi

Arı ürünlerinin bir ya da birden fazla hastalığın önlenmesi yada iyileştirilmesi amacıyla kullanılması anlamına gelen "apiterapi" pek çok ülkede tedavi merkezlerinde kullanılıyor. Saç dökülmesi ve bazı cilt sorunlarında çok etkili olduğu belirtilen arısütü, aynı zamanda sindirim ve bağışıklık sistemleri ile karaciğeri güçlendirmede de etkili.
Arı ürünleri son yıllarda tüm dünyada daha çok kullanılmaya başladı. Yapılan araştırmalar sonucu sürekli yeni bir yararı keşfedilen arı ürünlerinden arısütü saç dökülmesine karşı da olumlu etki gösteriyor.

Türkiye''de arı araştırmalarıyla ilgili birkaç isimden biri olan Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Uygulamalı Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadriye Sorkun, arının salgıladığı ürünlerin insan sağlığına çok yararlı olduğunu belirtiyor.

Sorkun, arısütünün saç ve cilde ol umlu etkisi konusunda da "Arısütü bulunduğu yüzeyi nemli tutarak kurumasını önler. Bu nedenle saça ve cilde fayda sağlıyor olabilir. Arısütünün sağlığa etkisi konusunda tüm dünyada araştırmalar devam ediyor. Çünkü gün geçtikçe başka bir yararı ortaya çıkıyor" diyor.

Arının iki çeşit ürünü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kadriye Sorkun, bu ürünleri şöyle anlatıyor:

"Arının 2 çeşit ürünü var. Bir tanesi doğadan topladıkları diğeri ise arının bedeninden salgıladıkları ürünler. Doğadan topladıklarıyla bal, polen ve propolis üretirken bedeninden de arısütü, mum ve arı zehiri üretiyor. Doğadan geldiği için bal ve polen iklimlere göre değişiklik gösterir ama arının salgıladığı ürünler tüm dünyada aynıdır ve çok yararlıdır.

Arı sütü çok değerli bir ürün. Çok çeşitli alanlarda kıllanılıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde arısütünden üretilmiş malzemeler satılıyor, tedavide kullanılıyor. En çok Çin''de kullanılan arısütü ile ilgili Amerika ve Kanada''da da apiterapi merkezleri var."

Arı sütü hakkında…

- Arı sütünün doku ve cildi yenileyici, deriyi gerdirici, derinin yağ sekrasyonunu düzenleyici etkisi bulunduğu için saç derisini güçlendiriyor.

- Arısütünün içeriğindeki mineral ve vitaminlerin yanı sıra, bulunabilecek en zengin ve doğal aminoasit kaynağı olduğu belirtiliyor. Hücrelerin yenilenmesini hızlandırması özelliği ile kansızlıktan bağışıklık güçlendirmeye kadar birçok rahatsızlığa iyi geldiği vurgulanarak bazı ülkelerde "gençlik iksiri" deniyor.

- Japonya, Doğu Asya ülkeleri, Amerika, Kanada gibi ülkelerde apiterapi merkezleri hizmet veriyor.

- Çeşitli literatürlerde ortak olarak, arısütünün çeşitli iltihabi hastalıklarda, nefes darlığında, karaciğer yağlanmasında, eklem hastalıklarında, zayıflık ve halsizlikte, sinirsel ve fiziksel yorgunluk hallerinde, mide bağırsak hastalıklarında, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde, sinirsel ve ruhsal bozukluklarda, yaşlılık durumunda, üreme ve cinsel problemlerin giderilmesinde başarıyla kullanıldığı belirtiliyor.

- Japonya''da 54 farklı hastalık üzerinde yapılan uygulamalarda ortalama % 80 dolayında iyileşme belirleyen araştırıcılar bu hastalıkların bazılarının iştahsızlık, kronik hastalıklar nedeniyle vücut savunma sistemi yetersizliği, metabolizma ve beslenme bozuklukları, adet bozukluğu, sindirim sistemi rahatsızlıkları, astım, bronşit, kronik kabızlık, asabilik uykusuzluk ve karaciğer rahatsızlıkları olarak bildirmektedirler. Aynı araştırıcılar kanserde tümör oluşumunun ve büyümesinin arı sütü tarafından engellediğini de belirtmektedirler.

Erken Saç Dökülmeleri için Özel Bir Kür - Saç Dökülmesi

Saçınız erkenden dökülmeye başlamışsa ve dökülme genetik bir sorundan kaynaklanmıyorsa aşağıda anlatılan kürü uygulamanız sorununuza kesin çözüm olacaktır. Bu kür ayrıca dökülmeyle aynı anda gerçekleşen kepeklenme sorununuzu da giderecektir.

* Hazırlanışı:

Bir avuç doğranmış yeşil zambak yaprağı, 250 gram zeytinyağı içinde kaynatılır. Süzülerek bir parça esans ilave edilir. Bu losyon saç diplerine sürülür.

* Faydaları:

Kepek türü her türlü paraziti yok eder. Saçlarınızın dökülmesini önler.

* Şampuan:

Eşit miktarda karıştırılan dulavrat otu kökü, biberiye, ısırgan otu tohumu, lavanta çiçeği 2 litre suda kaynatılır ve süzülür. Elde edilen sıvı ile haftada bir kez saçlar yıkanır.

Kepeği yok etmek için

Biberiye otunu kaynatarak elde edilen sıvı ile kafa derisine masaj tatbik edilir. İki yemek kaşığı koçboynuzu otu tohumu, bir litre su içinde kaynatılır ve süzülür. Haftada iki defa uygulanır.

SAÇLARI GÜRLEŞTİREN ŞİFALI BİTKİLER

100 gram dulavrat otu kökü, 100 gram ısırgan otu kökü, 60 gram şimşir ağacı yaprağı, iki litre sirke içine bırakılır. Sekiz gün sıcak bir yerde dinlendirildikten sonra süzülür. Elde edilen sıvı ile kafa derisine masaj yapılır. Çok kısa zamanda saçlarınızın gürleştiğini göreceksiniz.

SAÇ DÖKÜLMESİ

Saç diplerine defne yağı sürülüp masaj yapılır. Sarımsak yağı ile buğday yağı karışımı saç diplerine masajla uygulanır.

SAÇKIRAN(KELLİK)

5 ölçü çöven, bir ölçü tuz ve yeteri kadar sirkeden macun yapılıp sürülür.

* SAÇ BÜYÜMESİ

Biberiye,sedir ağacı/jojoba, defne yağı ile saç diplerine akşamları yatmadan önce masaj yapılır.

SARI RENK SAÇLAR İÇİN

İki avuç dolusu şimşir ağacı yongasını yarım saat kaynatarak saçlarınızı bu su ile yıkayınız. On gün boyunca devam ederseniz saçlarınızın sarı bir renk aldığın hayretle göreceksiniz.

SİYAH RENK SAÇLAR İÇİN

Ceviz içi, meşe odunu külü, asma dalı külü, defne yaprağı, meşe palamudu, katır tırnağı, selvi yongası, adaçayı her birinden yüzer gram 4 litre sirke içinde yarım saat bekletilir. Süzüldükten sonra akşamları yatmadan önce saçlar yıkanır. Sıvı soğuk olarak muhafaza edilir ve bir süre tatbik edildikten sonra saçların siyah renk aldığı görülür.

SAÇLARIN PARLAMASINI SAĞLAYAN BANYO

* Hazırlanışı: Bir avuç menekşe yaprağı ve bir tutam misvak tohumu bir kaba konarak üzerine iki litre kaynak su dökülür. Dinlendirilmeye bırakılan bu karışıma iki su bardağı koyu çay ile bir bardak sirke ilave edildikten sonra tekrar ateşte ısıtılır. Kaynamadan ateşten alınarak süzülür.

Süzülen karışım banyo suyuna ilave edilerek oturak banyosu yapılır. Menekşe banyosu, gönlü ferahlatır çarpıntıyı giderir, saçların parlamasını sağlar ve kadınlar için soğuktan gelen rahim akıntılarına da fayda sağlar.

Kabarık Saç Bakımı ve Maskara Kullanımı - Saç Bakımı

Kadınlar saçlarıyla veya makyajla ilgili bazı problemler yaşayabilir. Kabarık ve zayıf saçların bakımı ve kızıl kadınların kullanacakları ürünlerin renkleri bunlardan sadece ikisi… İşte iki konu ve çözüm önerileri.

Kabarık saçlar için ne yapmalı?
Saçlarınız dibe doğru düz ve uçları kabarıksa bakım teknikleri ve kesim modeli konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz. Öncelikle kuaförünüze saçlarınız için daha kısa ve yüzünüzü çevreleyen bir model önermesini isteyebilirsiniz. Taç gibi aksesuarlar kullanmanızı sağlayabilecek uzunlukta bir kesim tercih edilebilir. Daha hacimli saçlar…

Bunun yanı sıra saçlarınıza hacim kazandıran bir şampuan veya bakım ürünleri kullanabilirsiniz. Duştan sonra saç köklerini besleyen ürünleri tercih edebilirsiniz. Saçlarınızı gece yıkıyor ve saç kurutma cihazıyla kurutuyorsanız, saçlarınızı at kuyruğu gibi başınızın üzerinde toplayarak istediğiniz gibi hacimli olmasını sağlayabilirsiniz.

Eğer saçlarını sık yıkayan biriyseniz, ıslakken yuvarlak fırça ve kurutucu ile saç diplerinden başlayarak düzleştirebilirsiniz. Eğer zamanınız varsa hacim veren saç şekillendiricileri 10 dakika kadar bekletip, saçlarınıza daha dolgun bir görünüm kazandırabilirsiniz.

Kızıllar hangi renk maskara kullanmalı?
Kızıl saçlı, açık renk kaş ve kirpiklere sahip kadınların maskara seçmesi zordur. Kızıl saçlar, kaşlar ve kirpiklere sahip olduğunuz için daha fazla üzülmeyin. Çoğu insanın kaşları ile saç renkleri arasında ton farkı mutlaka vardır. Kızıl saçlar ile siyah maskara kullanmak uygun olmayabilir. Bu nedenle çok yoğun olarak kullanılmamak şartı ile kahverengi maskaranın tercih edilmesi öneriliyor.

Sigara ve Zararları

Dumanında nikotin, katran ve zehirli gazlar bulunan sigaranın zararlarını çoğu kişi bilir, ama ısrarlı içici olmayı sürdürür. Ve ne yazık ki yine çoğu kişi sigaraya özenti ile başlamıştır ve sigarayı kendini önemli hissettirme aracı gibi görür.

Tiryakilerin içince dertlerinden kurtulduğunu, rahatladığını ve tek arkadaşı gibi gördüğü sigaranın zararlarını sıralayalım:

1-Çevre kirliliğine neden olur,

2-Sigara içen anne babaların çocukları, kanseri önleyen genlerden yoksun dünyaya gelir,

3-Diş ve diş eti hastalıklarına yol açar, ağız kokusu yapar,

4-Cildin yapısını bozar, cildin rengi bozulur, cilt yaşlı görünür, ciltte kırışıklıklar ve lekeler oluşur,

5-Burunda koku alma duyusu azalır,

6-Dudak, yanak kanserine neden olur, gırtlak kanserinin en önemli nedenidir,

7-Dilde, tat alma duyusunda bozulmalar meydana gelir,

8-Parmaklarda sararmaya, tırnaklarda zayıflamaya yol açar,

9-Damar sertliğini hızlandırır,

10-Akciğere çok fazla zarar verir; astım ve kronik bronşit gibi. Akciğer kanserine neden olur,

11-Göz merceğinin saydamlığının azalmasına ( katarakta ) sebep olur, ileri yaşta körlük meydana gelebilir,

12-Bronşit ve amfizem gibi rahatsızlıklar meydana gelir,

13-Mide ve yemek borusunda kanama oranını fazlalaştırır. Gastrit, ülser ve yemek borusunda yanma ( reflü hastalığı ) gibi hastalıklara neden olur,

14-Beyin hücrelerinin ölümüne neden olur,

15-Pankreas kanseri riskini arttırır,

16-Öğrenme bozuklukları, hafıza zayıflığı ve erken bunamaya sebep olur,

17-Farenjit, sinüzit, bademcik ve orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu hastalıklarına yol açar,

18-Selülite oluşumuna sebep olur,

19-Ses tellerine zarar verir,

20-Kalp krizi ve tansiyon yükselmesi görülür. Beyin ve kalpte damar tıkanıklığına neden olur,

21-Erken menopoza neden olur,

22-Vücutta yorgunluk, uykusuzluk hali, stres, performansta düşme görülür,

23-Beyin felcine neden olabilir,

24-Her nefeste binlerce hücrenin ölümüne neden olur,

25-Alzheimer riskini arttırır,

26- Erkeklerde iktidarsızlığın en önemli sebeplerindendir. Ayrıca mesane kanserinin de önemli nedenlerindendir.

27-Rahim ve yumurtalıkta kısırlığa, çocuk düşürmeye, rahim kanserine, sakat ve eksik doğuma neden olur,

28-Mide ve yemek borusu kanserine yol açar,

29-Kemik erimesine neden olur,

30-Kalıtımsal bozukluklar meydana gelir,

31-Kol ve bacak damarlarında bazı hastalıklar oluşur,

32-Reflekslerde azalma görülür,

33-Tedaviler uzun sürer, vücuttaki yaralar kısa sürede iyileşmez. Ayrıca kullanılan ilaçları etkisizleştirebilir,

34-Yangınların başlıca sebeplerindendir sigara,

35-Kılcal damarlar, el ve ayaklardan kol ve bacaklara kadar tıkanır ve bu organların kesilmesine ( burger hastalığı ) varan hastalıklar meydana getirir,

36-Hamileliğinde sigara içen bayanların bebekleri, % 10 – 15 eksik kilolu doğar.


Zararları: sigara, sigaranın zararları, bronşit, reflü, damar sertliği, kanser, kemik erimesi, daha sayamadığımız yüzlercesi......